Bilinçli-Bilinçsizlik Hâli

Yeni yıl bizi bu sene bol bol zamla karşıladı. Henüz yeni yıla girdiğimiz gece açıklanan birtakım zamlarla birlikte, gözler artık meşhur olmuş, kabullenilmiş bir korkuyla beklenen alkollü içkilerdeki ÖTV zammına çevrildi. Kaçınılmaz olan, yeni yılın ilk pazartesi gerçekleşti ve alkollü içkilerdeki maktu ÖTV miktarı yasada düzenlendiği şekle ve usule uygun olarak Yİ-ÜFE oranında %43 zamlandı.

Bu zammı, elbette hemen yeni açıklanan fiyat listeleri izledi. Zammın tüketiciye ve satıcıya yansıması ise bir günü ya buldu, ya bulmadı. Her şey bir anda, çabucak gerçekleşti ve Türkiye, yeni yılın ilk haftasını astronomik vergilerin astronomik zammıyla karşıladı.

Yıllar içerisinde alkoldeki vergi zamları, alkol tüketsin yahut tüketmesin geniş halk tabakaları nezdinde son derece kanıksanmış bir kurum hâline geldi. Yoldan geçen rastgele bir vatandaşa, alkol tüketip tüketmediğiyle ilgilenmeksizin “alkol fiyatları sizce ne sıklıkla zamlanıyor?” diye bir soru yöneltilse, “Valla, senede 1-2 zamlanıyordur.” şeklinde bir cevapla karşılık vermesi oldukça muhtemeldir. Zira gerçekten de, alkol zammı olduktan hemen sonra, bir furya hâlinde zammın lehtarı veya aleyhtarı olması farketmeksizin birçok medyada konu işlenir, ardından rafa kaldırılır. Ve son. Üzerine ne kamuoyu nezdinde, ne politikacılar, ne analistler, ne siyaset yorumcuları nezdinde bir tartışma sürdürülmeden, yeni fiyat listeleri açıklanır, bunlar tüketiciye yansıtılır.

Tüm bu döngü, basit bir gözlemle speküle edilmiş bir döngü değil. Şu doğru, kimseyi bu zamları dile getirmediği için suçlayamayız, zira bırakın hukukî yerindelik tartışması bağlamında alkollü içkilerden vergi alınmasının gerekliliğini tartışmayı, bir kamu maliyesi konusu olan vergi zammı meselesi dahi, reklam yasağının kapsamında geniş idarî yaptırımlara konu olması durumu fiilî gerçekliktir. Gelgelelim bu tartışamamazlık modunun kamuoyu nezdinde ortaya çıkardığı tek çıkarım, kamunun bilinçlenmesini önüne geçmektir.

3 Ocak günü resmî gazetede yayınlanan vergi zammının, sosyal medyada (küçük bir yankı odasıyla sınırlı kalmadığını ümit ederek) bulduğu yansıma, ve ardından bu yansımanın günden güne sönüp yeniden yeni fiyat listelerinin kanıksanması hâli, yani sözüne ettiğim döngünün yeniden gerçekleşmesi hâli üzerinde biraz kafa yordum. Bu noktada, Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu’nun Twitter hesabında bir anket çalışması gerçekleştirdik ve şu soruyu sorduk: Alkollü içkilere gelen zamlar tüketiminizi etkiliyor mu?

572 katılan arasında bu soruya katılanların %75’i “tüketimim azalıyor” şeklinde yanıt verdi. Yani anlaşılan, alkollü içkilere yönelik sarf edilen yürütme tasarruflarının gerçekten de tüketicinin tüketimine yansıyan bir etkisi var. Başka bir ifadeyle, vatandaş, alkolden alınan verginin artması ile tüketiminin düşmesi arasında bir ilişki kurabiliyor.

Sırada, bu ilişkinin ardında yatan nedenin kamuoyu nezdinde ne kadar bilindiğini sorgulamak olmalıydı. Bu nedenle takipçilerimize şu soruyu yönelttik: Türkiye’de alkollü içkilerden tahsil edilen ÖTV’nin her altı ayda bir Yİ-ÜFE oranında otomatik olarak zamlandığını biliyor muydunuz? Sizce bu otomatik zam uygulaması doğru mu?

Katılımcıların %50’ye yakını, bu hukukî gerçekliği bilmediğini ifade etti. Açık söylemem gerekirse, ÖTV yasasındaki bu istisnaî düzenlemeyi bilmemekten daha doğal bir şey yok. Zira gerçekten de, her 6 ayda bir medyada bir saman alevi gibi karşılık bulan alkol zammı meselesinin ardında sabit bir kanun maddesi olduğunu speküle edip “Neymiş ya bu yasal düzenleme, bir bakayım” şeklinde bir araştırmaya girilmesi, herkes açısından pek de beklenilir bir durum değildir, ve bu normaldir. Ancak şunu ifade etmek isterim ki, kamunun özgürlük pratiğini ilgilendiren önemli, hassas ve yıllar içerisinde bu denli çok yara almış bir konuya bu kadar uzak olması, onların güvendiği kişilerin, güvenip oy verdiği, sözüne güvenip yazısını/kitabını okuduğu, söylemine güvenip konuşmasını dinlediği kişilerin sorumluluğudur. Alkollü içkilere yönelik düzenlenen kamu politikaları bu denli katı ve bu denli ölçülülükten uzakken, bırakalım genel mahiyette alkolden söz etmeyi, ona yönelik kamu politikalarının bir eleştirisiyle dahi karşılaşmıyoruz. Belki de bu bilinçsizlik hâlini, bir “bilinçli-bilinçsizlik” olarak adlandırmamızda yarar vardır. Kamudaki bilinçsizlik tohumunun bilinçli ekilmesi hâli.

4760 sayılı ÖTV Kanunu’nda 2012 senesinde yapılan değişiklikle birlikte, alkollü içkileri de kapsamına alan Özel Tüketim Vergisi’nin (III) Numaralı Cetvel’indeki kalemlerden tahsil edilen maktu ÖTV miktarı, her 6 ayda bir, yâni her yılın Ocak-Temmuz aylarında Yİ-ÜFE oranındaki 6 aylık değişim oranınca zamlanmaktadır. Bu otomatik zam uygulaması, her sene gündeme gelmektedir, medyada senede iki kere saman alevinden hâllice karşılaştığımız alkol zammı haberlerinin sebebi de budur, bir mekana oturup veya bir tekel bayiine girip “Bu fiyatlara ne olmuş ya?” diye sormamasının ardında yatan sebep de budur.

Bir kanunu Anayasanın temel prensipleri uyarınca sorgulamak, yasakoyucuya bu noktada katılmadığımız noktaların altını çizmek, gerekirse eleştirmek, modern demokrasilerde bir hak olmaktan da öte, bir ödevdir. Katılımcı demokrasi felsefesinde de tam olarak bu yatmaktadır. Öte yandan, sözüne ettiğimiz vergi zammı meselesi, kamu maliyesi bakımından dahi tartışma konusu edilmemektedir, ve bu çok ilginçtir. Biz, konuyu daha da ileri taşıyıp, alkol vergilerinin bilimsel, toplumsal ve hukuksal gerekliliğini de tartışmakta yarar görüyoruz. Gelgelelim bu durum, yakın zamanda Türkiye’nin gündeminde olacakmış gibi gözükmüyor. Nitekim bilinçli-bilinçsizlik hâlinden kimse rahatsızmış gibi değil.

Çağın T. Eroğlu
Çağın T. Eroğluhttp://www.alkolpolitikalari.org
Proje Koordinatörü, Özgürlük Araştırmaları Derneği.

Gözden Kaçırmayın!